Geçenlerde, başka bir ülkede, dört sene önce UNICEF (Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu) tarafından yapılmış bir sosyal deneye yeniden denk geldim. Nedense bu sefer daha çok dokundu bana. Belki salgın, yoksulluğu daha görünür ve daha yaygın hale getirdiği, düzenli gelirsizliğin ve geleceksizliğin çemberini birçoklarımız için iyice daraltıp belirginleştirdiği için… Belki tahammül edecek gücüm artığı veyahut […]
onunki hayatsa
Küçük oturma odamın büyük camının önünde genç bir bitki azmanı var. Galiba pitos ailesinden, bir tahminim o. Yerini çok sevmiş bir çalı mı henüz gelişememiş bir ağaç mı ondan bile tam emin değilim. Ama neşeli bir tip ve yalnız kalmayı hiç sevmiyor, tek kesin bilgi o… Dallarını büyütüp pencereden içeriye uzatmaya çalışıyor bana doğru. Yan […]
gitmek mi zor yoksa…
Konfor alanı diye bir yer var, içinde çabasızca kendimiz olabildiğimiz. Anadilimizi konuşmak kadar kendiliğinden. Su içmek kadar doğal bir rahatlıkla içinde var olabildiğimiz bir yer. Ve orası aynı zamanda tehlikeli aslında… Sımsıcak bir günde zorla emziren anne kadar boğucu… Bir o kadar da çaresizce tutunduğumuz. Uçurumdan uçmaktansa bizi hayatta tutan tek el oymuş gibi… O […]
anlamayanlarla anlayamayanların masalı
Anlatmakla anlaşılmak arasındaki uçurumun derinliği beni bazen hayattan bezdiriyor… Sanki aynı dili konuşan uzaylılarız karşımdakiyle ve kelimeler aynı olsa da hepsi birer başka anlam içeriyor. Sanki suya koşan vahşi hayvan sürüleri geçiyor onun anlam dünyasıyla benimkinin arasından. Sanki alternatif evrenlerde nefes alıyor ciğerlerimiz. Sanki saat kolları terse dönerken zaman başka yöne akıyor dünyalarımızda. Kısacası tam […]
bu doğruysa gerçek ne?
Bazen gerçek, içinde kollarını tüm gücüyle iki yana sallayarak bağırır! “Buradayım! Bak, bak burada! Duy beni! Anla beni! Kurtar beni! Kendini!” Gerçek, gerçek de olsa çoğunlukla tanınmaya muhtaçtır çünkü. Fark edilmeye, kabul edilmeye, ağızdan ağıza yayılmaya ve zihinlerde yer etmeye ihtiyaç duyar. Yaşayan diğer canlılarla ortak bir an inşa etmek için şarttır bu. Gerçeğin, yalanla […]
kendimle barış anlaşması
Şu yaşıma geldim bu dünyada bir insanın diğer insan kardeşleriyle insanca yaşayabilmesi için önce kendisiyle barışmasının olmazsa olmaz koşullardan biri olduğuna karar verdim. Verdin de ne oldu diyebilirsiniz. Sen barıştın mı kendinle ya da barıştırdıkların oldu mu? Yok. Henüz gelmedi elden maalesef. Yapılacaklar listesine ekledim ve ilhamı bekledim. Yükleniyor, yükleniyor, hala daha yükleniyor… Öte yandan […]
“toplumu toplum yapan çektiği ortak yastır”
Ağzına sağlık Dr. Agah Aydın’ın. İyi eğitilmiş aklına, samimiyetle akan cümlelerine, sağduyusuna, deneyimine, vicdanına, en çok da lafı eveleyip gevelemeden hakkıyla söyleyen alnından öpülesi insanlığına sağlık. Ne zamandır düşündüğüm bir konuya bilimsel bir boyut ve anlam katıverdi: “Toplumu toplum yapan çektiği ortak yastır.” İnsanı insanı yapan çektiği acıdır gerçekten de. Bana sorsan insan ham gelir, […]
karar versen bi dert, vermesen kaç
Büyük kararlar vermekten oldum olası nefret ederim. Çünkü kararı verene kadar kozlar senin elindedir oysa kararı verdiğin anda kontrol senden çıkar. Ve o saniyeden itibaren senin karara sözün geçmez, o sana hükmeder. Kendi verdiğin karar senin yazgın olur adeta. Artık ok yaydan çıkmıştır ve geriye dönüş yoktur. Fani insan canlısının can havliyle sarıldığı pejmürde kontrol […]
NY-Halkalı hattı
Daha bugün arkadaşıma “zihnim New York Halk Kütüphanesi ile Halkalı çöplüğü arasında gidip geliyor” dedim. Aklım çok dolu ve onun içine tıkıştıramadıklarım iki kulağımdan sızıp yere damlıyor. Gerçekten de böyle hissediyorum. Ama gerçek olabilir mi böylesi bir curcuna? Öte yandan düşündüm de mesela pek anım yok benim galiba. Hani insanlar havalı hatıralarını başarıyla canlandırarak anlatır […]
su gibi
Saçların tel tel dağılır ya suya, bir yelpaze gibi başının etrafında, sen tuzlu deniz suyuna sırtüstü uzanıp kendini onun kollarına usulca bıraktığında… Acaba diye merak etmeden geçemiyor insan… Acaba toprağa karışmak da buna benzer bir duygu mu? Her bir hücrenin geldiğine geri dönmesi ve sonunda tamamen bütünle yeniden birleşmesi gibi? An sana “Yetişir savaştığın” deyip […]