papatya gibisin

Güneşin ılık ışıkları toprağa vurur vurmaz gözlerini dünyaya ilk kez açmaya hazırlanan bir papatyanın gözünden görülebilir yaşam: Ayakların yumuşak toprağın içinde, yaprakların belinde… Beyaz taç yapraklarınla koskoca gerinerek ve küçük sarı ağzını utangaçça açarak gülümsüyorsun, kim bilir ne umutlarla doğan güne…

Aynı hayata o papatya tohumlarını boş göbeğe serpen bahçıvanın gözünden… Bahçıvan sulamayı unuttuğunda üşenmeyerek yağıp papatyaları kana kana besleyen yağmurun gözünden… Papatyaları yeni duyduğu seviyor, sevmiyor oyunu için kullanmaya can atan küçük kızın gözünden… Hepimizin yuvası toprağın… Ya da sabah akşam alt kattakilerin yapıp ettiklerini izleyen gökyüzünün gözünden de bakmak mümkün…

ACISI İÇİNE OTURAN KÜÇÜK KIZ

Veya patlamaya hazır bir bomba olabilir hayat denen an. Öldürmeyi, kazanmak zannedenlerin patlatmak için saniyeleri saydığı… Ya da son nefesini vermeye hazırlanan bir hasta… Gittikçe zayıflayan kalp kaslarıyla hızla yaklaşan, sonra da kaçınılmazca uzayan biiiiip sesi… Birazdan trenin altına atlayacak umutsuz genç… Eski karısını hizaya getirmek için sert adımlarla evine yollanan sarhoş… Ablasının saç tokasını izinsiz alıp kaybettiği için suratının ortasına tokadı yiyip oturan, acısı içine oturan küçük kız…

O tokasız kız da bizim papatyalı kız da bu dünyanın insanı. Gel gör ki onlar ayrı dünyaların insanları…

Neyse ki yeterince çılgınsan papatyadan taçlar yapıp saçına takmanın yaşı yok. Ve artık her şey o kadar karıştı, iyi kötü birbirine öylesine bulaştı ki kötülüğe maruz kalmanın da yer, yaş, cinsiyet vb gibi kesin sınırları yok.

PAPATYALAR BİTSİN TOPRAĞINDA

Kaybedenler… Yani sakin bahar günleri, tembel yaz ikindileri, taze karın sağır eden beyazlığında ferahlayan saatler, keyifle hışırdayan yapraklarla dolu, safran renkli öğle vakitleri… Kaybedenler yani bunları yaşayamadığı için kaybeden bizler… 

Hayatı şimdi hariç her yerde arayıp elleri hep bomboş kalanlar… “Okul bitince gerisi kolay”, “evlendin mi tamam”, “bu terfi her şeyi değiştirecek”, “bebek iki yaşını atlatınca kendini kurtarır”, “emekli olunca yan gelir yatarsın”, “kanser ama başında yakaladılar” diyen yalanlar…

Öyle olmasın. Papatyalar bitsin toprağında tüm sevilesi insanların. Kar tanelerinin ve çocuklarının gözlerinin içine bakacak mecali olsun hepsinin. Papatyaları bol olsun tüm sevilesi insanların. Henüz yaşarken…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön
%d blogcu bunu beğendi: