tek kişilik vuslat

Çocukluğumun dertsiz akşamüstlerinin kokusuydu limon çiçeği… Çenelerden kıkırdayarak akan ballı karpuz damlaları ve ayak bileklerine dolanan pofidik kedilerin mırıltıları boldu hayatımızda. Gel gör ki insan yaşamında pek az duygu yalnız, pek az an tek bir hissin etkisi altında… O zamanlarda da güneşte uçuşan tozlarla dolu sarı odalara sinmiş sessiz bir yalnızlık vardı. Yavaşlayan zaman yüzünden […]

geçmemiş acı

“Seni uzaktan sevmek, aşkların en güzeli” şarkısı mazide yarım kalmış bir sevgiliyi değil, vatan bildiğim şehri hatırlatıyor bana. Gün be gün tanınmayacak hale geldiğini görmektense zihnimdeki sevgili resimleriyle hatırlamak için terk ettiğim yeri… Orada doğdum büyüdüm, en çok onu sevdim ama birlikte yapamadık. Gün be gün birbirimizi yıprattığımızı görünce de çıkıp gittim, ilişkimizin kısa özeti […]

yine mi limon

Bir cümleye “zaten” diye başladın mı, ondan hayır gelmiyor genellikle. “Zaten davranışlarınla beni ne kadar çok sevdiğini her gün gösteriyorsun, bir tanem. Bir de hediye almana ne gerek var, bir güzel sözün yeter” cümlesindeki “zaten” değil tabii, bu söylediğim. Hoşnutsuz zihnin “zaten”lerinden söz ediyorum. Pasif agresif, kendi kendine homurdanan ya da açıkça şikâyet eden “zaten”lerden: […]

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön