Azıcık durmuş ama içi az kurumuş bir poğaça gibi bazen hayatım. Mutfakta bir tek o var ve ben açım. Neyse ki bir kuş sütü eksik sofraların bazen ruhu soyan bedelleri olduğunu artık öğrendim. Patlayana kadar yesen de miden boş kalıyor hep, eğer ruhun boşaltılmışsa. Ve sanırım ne oluyorsa, insanların, sistemin, olayların ruhunu azar azar kemirmesinden […]
kayan yıldız
Puslu aynalar geliyor sık sık aklıma bu aralar, Durduk yerde bilinçaltımdan zihnime sıçrıyorlar. Bir tek onlar da değil, zamanın katmanlarını hatırlatan hemen her şey: Kurudukları anda donup kalmış su damlaları Kalabalık taburlar halinde yuvalanmış toz tanecikleri Perdeler çekilince çiğ güneşte serbest uçuşa geçen kardeşleri, Geçen ama geçemeyen günler, Zaman geçerken vazgeçilemeyenler… Dilekler, Yıldızlar, Ümitler […]
erenlerle ergenler
Var valla, ergen kafası diye bir şey var. En büyük derdi, işgalci sivilceler olan ergenlere has bir şey de değil bu maalesef! Çok daha beteri, yaşı büyümüş de başı ergen kalmış olanlar! Hele de bazı erkekler, güce tapanlar, kendini hep haklı, her şeye ve herkese hakkı var sananlar. Tamam, büyümek zor iş, kabul! İnsan büyüdükçe […]
gönülden Gönül’e
“Güzel yerlerde bekle” bizi güzel kadın, adı üstünde Gönül kadın.