yeni yıl mesajı

Neredeyse bir senedir, normalde hafta sonları mısır patlatıp seyretmeye giriştiğimiz distopya filmlerinden birinin içinde yaşıyoruz. Değişiklik olsun diye, ziyaretçi olarak kurmaca bir filmin setinde dolaşıyor falan değiliz, bilfiil kaotik gerçeğin içindeyiz. Hem de boğazımıza kadar! Senaryo olsa, amma da çok abartmışlar diye inanmayacağımız bir durumun içinde nefes alıyor, hatta buna alışıyor, “yeni gerçek bu, hocam” […]

ev sahibi kedi bey

Havalar soğuyunca bitkileri, çiçekleri içeri aldım. Hoş hava da bir soğuyor, bir ısınıyor. Gün içinde ve günden güne, atletle gocuk arası ileri geri gidip gelen bir çizgide yalpalıyoruz. Artık nasıl bir mevsim dengesiyse? Neyse ki iklim değişikliği sadece bir kötü bir kandırmacadan ibaret de insanın aklına kötü kötü şeyler gelmiyor! Ne diyordum: “Hadi bakalım, salonda […]

koca yürekli minyon penguen

İtiraf ediyorum: Bu sabahımı, yaklaşık 30 santimlik kısacık boyları, ilkokul çocuklarının cetvellerini aşmayan iki bızdık penguene hayranlık duyarak ve aynı anda da onlara sinir olarak geçirdim! Çünkü inadına olgun bir fani değilim, olmak niyetinde hiç değilim! Habere göre Oceanographic dergisi bir fotoğraf yarışması yapıyor ve Alman Tobias Baumgaertner’in Melbourne, Avustralya’da çektiği penguen fotoğrafı ödüle layık […]

aşk hikayesi

50 yıl önce sade ama trajik bir aşk hikayesi utanmadan bütün dünyayı hüngür hüngür ağlattı. Düşün bir kere, dünya küresel bir köy değil henüz! Bırak cep telefonunu, interneti, bilgisayarı, küresel televizyon kanallarını bir yana, renkli televizyonu hatta televizyonu bile mumla arıyor millet! Ve böyle bir zamanda, gencecik, tertemiz yüzlü, ikisi de birbirinden duru bir güzelliğe […]

Pollyanna, söyle bana

Bir şeyi çok istemek ama onun gereklerini yerine getirmeyi ya da sonuçlarına katlanmayı hiç istememek! Ne garip geliyor kulağa ilk seferde değil mi? Oysa bana sorarsan bu, insan olmanın en temel çelişkilerinden biri! Misal, çoğumuz alışveriş yapmaya bayılıyoruz. Ama para harcamaktan nefret ediyoruz. Çünkü para kazanmak için harcanan vakte ve katlanılan fırsat maliyetlerine yanıyoruz! Başka […]

day! dahi ya hum!

Ağustos ayı, 1993 ortası. Yer Rumeli Hisarı. Misler gibi bir İstanbul gecesi. Boğaz’dan hafif bir esinti geliyor. Sudaki motorların ışıkları, caddedeki arabaların farlarına karışıyor. Geniş kaldırımda insanlar yürüyor, sohbet ediyor, el ele tutuşuyor, bir şeyler içiyor. Bizlerse surların iç tarafındayız. O an için ben hala inanamıyorum ama Sezen Aksu yaz konserindeyiz. Anneciğimle beraberiz.  Şehrin en […]

“sen de benim kadar gerçekleri…”

“Sen de benim kadar gerçekleri görüyorsun. Beraber olamayız, benim gibi biliyorsun.” Tıpır tıpır zihnin çatısına yağmaya başladı değil mi anılar yağmuru bazılarımız için! Nostaljinin en dokunaklı ezgilerinden biri! Bu sabah, çok eski ve çok sevgili bir dostla, gerçek bir Sezen Aksu tutkunuyla haberleştikten sonra nereden nasıl bilmem, aniden aklıma düşen sözler bunlar. Sözler aklıma, melodi […]

ruha dokunan bir şarkıcı

Geçen gece, geçen dediğim de dışarıya çıkıp korkmadan insan içine çıkabildiğimiz zamanlar. Geceye çıktım, hafta içiydi, serince. Yer Beyoğlu. Bilindik ama az simi dökülmüş bir mekandayım. Yalnızım. Elimde ağır bir bardak sarı buğday suyu, azıcık votka damlatmışlar içine bardakiler eksik olmasınlar. Onu bekliyorum. Fazla kalabalık değil. Hala kıymetini keşfedemediler çünkü onun. Oysa yıllardır söylüyor. Ve […]

ego marka bıçak!

Ego dediğin iki tarafı keskin bir bıçak gibi! Ve hemen her bıçak gibi o da yarayı temizleyip iyileştirmekte işe yarıyor. Öte yandan aynı ego yeri geliyor elin kendisini de kesip atıyor. Çünkü herkes bilir ki önemli olan bıçağı tutan eldir ve niyettir! Zaman içinde görüp geçirdikleri sayesinde “egosunu aldırdığını” söyleyenlerin hemen hemen hepsi de dahil […]

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön