Bu dünyaya bir şifacı lazım. Otlar mı toplayıp karar, buğular mı tüttürür dağların boyu kadar… Önce yüzünü mü boyar, rüyaya mı yatar… Yoksa diğer şifacı kız ve erkek kardeşlerine ortak eylem mesajı mı atar, artık orasını bilemiyorum… Ama bize bir şifacı lazım. Hem de acil tarafından! Bize bir bahçıvan lazım bir de. Yaktığımız, üstüne olur […]
bir avuç yarın!
Büyüyünce cadı olmaya karar verdim. Daha ne kadar büyüyeceksin demeyin sakın, bu kez kararım kesin! Cadı olacağım ama tatlı cadı: Gücünü iyiliğe kullanan… Parçası olduğu doğanın sırlarını hatırlayan… Kudretin zehrini kendinden uzak tutan… Ve fotosentez yapanından sone yazanına her cana saygıyla yaklaşan bir cadı. Varoluşun anlamına az buçuk meraklı, delidolu ve kararlı! Hatta saplı süpürgeye […]
gözyaşları
Oldum olası gözyaşlarının gücüne inandım. Onların arındırıcı ve onarıcı kudretine… Ağlamanın rahatlatan sihrine… Ağlarken o anda içi yakan ıstırabın gözlerine dimdik bakmaya inandım. Yağmuru beklemeden sokaklarda ağlayanları, sinemada saklanmadan gözyaşlarını pıtırdatanları hep içten içe alkışladım. Bu aralarsa ağlayamayanları düşünüyorum. Acısı, yüzünden yazılamamış mektupların satırları gibi harf harf dökülürken, bilinmez bir kök inançla gözyaşlarını bastıranları… Yaşayan […]
şifalı nefesler
Coğrafya dersinde yanımdakiyle konuşmak yerine tahtada anlatılanı dinleyen ineklerden olduğum için zaman dilimlerinden ve iklim kuşaklarından uzun zamandır haberdarım. Ama bu gece ilk kez, tüm gezegen halkı aynı anda uykuya dalsa nasıl olurdu diye içimden geçirdim. Hepimiz aynı ısıda ve aynı zamanda buluşsaydık bu gece… Her birimiz rahat ettiğimiz bir yatakta kıvrılıp çocuklar için yapılan […]
kar fırtınası
Zamanın kalbi, dönen saniye kolunun ritmiyle atıyor karşıdaki duvar saatinde. Uzun zaman aradan sonra da olsa sesini nihayet bize duyurabilmenin mutluluğu var saatçiğin içinde. Elektrikler gitti, ekranlar sustu, gürültü durdu. Ve sakinleşen evde sessizliğin sesi sonsuzluğa uzanıyor, nota olmadan yazılan bir melodinin sonsuz ihtimalleri gibi… Ama olasılıklar telaşsız… Hepsi tatlı bir huzur denizinde, her şeyin […]
AyKadın
Başımda üç beş tane beyaz saç var. Bazıları “Hocam biz buraya ne ara geldik?” diye soran gözlerle kaçamak bakışlar atıyor birbirine! Daha hiç konuşmadılar! Biri, ki sanırım onda güya çaktırmadığı bir yükseklik korkusu var, ayaklanıp kafanın ucundan etrafa bakmaya niyetlendi. Yukarıdan çevresine bakınıp nerede olduğunu kestirecek ya uyanık! Bir iki kalktı, dolandı, esniyor gibi yaptı. […]
inadına pıt!
İhtimal ki “arpası fazla gelmek” ifadesi, bu lafın anlamını bilmeyenleri bir anlığına duraksatıyor! “Nasıl yani?” diye düşündürtüyor: “Çok bira içen biri mi yani? Alkolik ya da sarhoş gezen mi?” veya “Bira göbeği olan bir kişi mi?” Süre doldu ve yanıt “e) hiçbiri”! Şimdi de gelelim “yeme de yanında yat” bir besinimiz olan arpanın faydalarına: Çocukluğumda pek […]
“Kimseye etmem şikayet”
Uzun uzun öttürülen bir tren düdüğünü bu kadar hüzünlü yapan şey nedir? Hele geceyi yarıyorsa o ses, hiç kağıt görmemiş bir kumaş makası ipeğe dalar gibi? Neden “en efkarlı sigarayı tüttürmenin vaktidir şimdi” dedirtir insana. Hem tekinsiz ve tehlikeli, hem de gürültücü ve kederli… Nedense hep içimi üşüten seslerdendir tren düdüğü… Keza vapur düdüğü de […]
unutulmayanlar
Nasıl gencim o zamanlar… Hatta ne genci, bildiğin çocuğum. Deliler gibi aşık olduğumu sanıyorum… Aşık olmak ne demek bildiğimi sanıyorum… Aşık olmanın yaşamdaki en önemli duygu ve durum olduğunu sanıyorum. Hatta sanmıyorum, daha reşit bile değilim ya, hayata dair her şeyi avucumun içi gibi biliyorum (bildiğimi sanıyorum). Artık fotoğrafı nereden buluyorum, bu karara nasıl varıyorum […]
“beni toz şeker ettin hayat!”
Nereden aklıma geldi, bilmiyorum. Adeta bir anda zihnimde belirdi. Geçmiş zaman, pek fazla detay hatırlayamıyorum. Yanılmıyorsam, sevgili Ayça Şen’in kitabında geçen bir hikayeydi: Ve korkarım gerçek bir hayat hikayesiydi. Kahramanın evladı bilmediğimiz bir nedenden dolayı intihar ediyor. Babası oğluna tek bir cümle ediyor: “Bir çocuğa sahip çıkamadın!” Zaten yıkılmış haldeki kahramanımız, babasının bu cümlesiyle iyice […]