bir avuç yarın!

Büyüyünce cadı olmaya karar verdim. Daha ne kadar büyüyeceksin demeyin sakın, bu kez kararım kesin!

Cadı olacağım ama tatlı cadı: Gücünü iyiliğe kullanan… Parçası olduğu doğanın sırlarını hatırlayan… Kudretin zehrini kendinden uzak tutan… Ve fotosentez yapanından sone yazanına her cana saygıyla yaklaşan bir cadı. Varoluşun anlamına az buçuk meraklı, delidolu ve kararlı!

Hatta saplı süpürgeye bile gerek duymadan, zihin gücüyle birbirinden güzel yerlere, mesela aydınlık yarınlara uçabilen bir cadı!

Sonra gideceğim, o bir türlü gelemeyen güzel geleceğin ayağına hoop diye… Ve oranın sihriyle tıka basa doldurup avuçlarımı, bugüne döneceğim, gerisin geriye.

Rengi attı çünkü bu aralar günlerin buralarda, neşesi soldu!

Peri Tozları

Çünkü herkes bilir ki aynı peri tozları gibi gönül dolusu avuçlanan yarın ümidi de sihirlidir. Bir anda değiştirir anın havasını… Ateş katar sönmeye yüz tutan yaşama hevesine. Ruhu hafifletir, derdi avutur, bazen iyiliğe olan açlığı bile doyurur.

Evi tutuşturulmuş adaçayıyla gezermiş gibi, şöyle bir baştan sona tütsüleyeceğim bütün gezegeni! Kötü enerjiler bu güçlü sihir karşısında kaçışıp gidecekler başka evrenlere. Ve biz hepimiz şöyle derin bir oh çekip gerçekten de “başka bir dünya mümkün”müş diye sevinç içinde sarılacağız birbirimize.

Çünkü herkes bilir ki bazılarının iddia ettiği gibi ümit, insanı oyalayarak düşmanın köy ekmeğine yağ bal süren bir musibet değildir. Aşırı iyimser bir tablo çiziktirip yanıltan ve gözleri yalanlarla bağlayan kötü kalpli inşaatçı da değildir! Ümit de iyidir, iyimserlik de!

Katlanabilmeni sağlar kötülüğe ve evet bu özünde iyi bir şeydir. Ne de olsa bu dağı geçmeden o bağa varılamaz çoğu zaman. Ama katlanmana değil yüreğinin kaldırmadıklarını kabul edip kanıksamana yol açıyorsa, o artık başka bir şeye dönüşmüş demektir. Ve tez zamanda mikroskop altına alınıp incelenmesi gerekir.

Yorgun Yelkenli

Zaten benim sihirli ümidim ikincisinden değil! Adı üstünde, o sihirli! İçinde yaşama sevinci ve iyiyi inşa etme direnci var. Direnç iyidir, ümitle birleşince bedendeki tüm enerjiyi gereken yere yollayabilir. Mesela yürümen gereken bir yol var ve sonu aydınlık. O yolu gittin miydi gerisi tamam. Vınnnn, bizim müthiş ikili, yorgun yelkenlinin zamansız çıkan rüzgârı gibi uçurur insanın bacaklarını, ayaklarını.

Diyeceğim o ki ben konuyu detaylı olarak projelendirdim. Bu sihirli ümidin gelmesi artık sadece bir an meselesi! O nedenle senden ricam, azıcık daha sabırlı olalım hepimiz. Birbirimize ölçülü, nazik ve anlayışlı davranalım. Öfkeyi pışpışlayıp uykuya yollayalım, etrafta her daim tepesi atık dolanan nefreti üstümüze sıçratmayalım. Kendimizi, yanımızdakini koruyup kollayalım önümüze gelene bir tekme atmadan ve onlara hedef olmadan.

Tek başına olmak içimizi üşütüyor ya. Bu dünyada aslında tek başımıza olmadığımızı hatırlayalım. Yan dairedekinin, yan masadakinin, yan koltuktakinin de yalnız bir ruhu olduğunu ve döne döne palto arandığını anımsayalım.

Eskiden nasıl görürdük dünyayı? Ayrılık gayrılıklar, tu kakalıklar olmadan önce nasıldı nefes almak, şöyle bir gözümüzün önünde canlandıralım. Hep böyleydi mi diyorsun? Peki. O zaman daha iyisi mümkün mü, bu ideali sahiplenmek mümkün mü, ona bakalım!

Çocukların birlikte güzel güzel oynaması, bebeklerin kedinin suyundan içmeye kalkması, yağmurun tüm otları eşit ıslatması gibi… Birbirimizin kapılarını kırmayı bırakalım bir an önce… Ve sırasıyla kulaklarımızı, ağzımızı, yüreğimizi ve umarım en sonda da kollarımızı açalım…

Aaa, ne görsem beğenirsin: Sihir kendiliğinden gelip yayılmış hayata, ben uçup dönene kadar! Cadı der ki gözlerimizi, kalplerimizi ne kadar erken açarsak o kadar iyilik yanımıza kâr! Bugünlük de bu kadar 😊

bir avuç yarın!” üzerine 9 görüş

  1. merhabalar 🙂
    Nasil desem,yazılarınız o kadar bana iyi geliyor ki,inanın tüm yazılarınızı okudum ve hala okumadıklarım yeni konular çıkıyor ve o kadar seviniyorum ki hemen keyifle okumaya başlıyorum.Samimi söylüyorum yüreğinize,elinize ve kaleminize sağlık.İyi ki de sizi tanıdım,iyi ki de yazılarınızı tanıdım.Bazen o kadar kendimi buluyorum ki yazılarınızda,o kadar etkileniyorum ki.Lütfen ama lütfen hep yazın olur mu .En içten sevgi ve saygılarımla.

    1. Size de merhabalar 🙂

      Sabah uyanır uyanmaz içten, sıcacık yorumunuzu okudum, öyle iyi geldi ki nasıl teşekkür etsem bilmem…

      Tam da belirttiğiniz nedenlerle yazıyorum aslında ben: İçimde kalmayan dünyanın neresinde olursa olsun kardeş bir ruhu bulsun, buluşsunlar ve elele tutuşsunlar diye.

      O zaman devam, yazmaya ve okumaya.

      Kocaman sevgiler, selamlar

        1. merhabalar sevgili yazar ( :
          ahh yine ruhumu okşayan enfes bir yazı kaleme almışsınız. yine biraz ara verdim galiba yazılarınızı okumaya. böyle içten, böyle kıymetli yazılarınıza azıcık da olsa ara verince okumayı özlüyorum doğrusu.
          şu; “Bu sihirli ümidin gelmesi artık sadece bir an meselesi! O nedenle senden ricam, azıcık daha sabırlı olalım hepimiz. Birbirimize ölçülü, nazik ve anlayışlı davranalım. Öfkeyi pışpışlayıp uykuya yollayalım, etrafta her daim tepesi atık dolanan nefreti üstümüze sıçratmayalım. Kendimizi, yanımızdakini koruyup kollayalım önümüze gelene bir tekme atmadan ve onlara hedef olmadan.” sözlerinize katılmamak mümkün mü sevgili yazar.

          nice 150. yazılarınızda buluşmak dileğiyle. hoşça kalın..

          1. Sevgili Ohen,

            Ne iyi ettiniz de geldiniz 🙂 Ne zamandır görünmemiştiniz.

            Çok teşekkür ederim güzel sözleriniz için. Her yazı sizinle güzel. Hep birlikte nice 150’lere umarım.

  2. “Mesela yürümen gereken bir yol var ve sonu aydınlık. O yolu gittin miydi gerisi tamam.”
    Yürüyorum, yürüyorum o yol bitmiyor bir türlü. Bir yürüme bandında gibiyim. Adım atıyorum, hafif tempo koşuyorum ama başladığım yerdeyim. Yorulduğumla kalıyorum bir de iyi mi?

    Söyleyin o cadıya, güzel günlerin geleceği falan yok! Kendi uydurduğumuz yalanlara inandırmışız kendimizi. Başkalarını aldatmayalım diye hep kendimizi aldatmışız. Köpeğin taş yediği sokağa kaçması gibi hep aynı çıkmaz sokağa çıkmış yolumuz.

    Gönlümüz yorgun bizim. Bırakalım Ahmet Kaya hepimizin yerine söylesin. https://youtu.be/ffP-wQstc98

    1. Bazen bitmeyecek bir kısır döngüyü anımsatıyor hayat. Bu dağı da aştım mı, bu yolu da gittim mi tamam dedikçe uzaklaşıyor varılacak yer. İnsanın yüreğini kırıyor bu durum. Elin böğründe kalıyorsun oturduğun yerde. Hele de karnının doymayacağı yerde karnın açsa… Ama ümit de yoksa ne var geriye kalan? Niye hala var bu ayaklar, bu kalp o zaman?

      Hüseyin Ay’dan seçtim sizin için
      https://www.youtube.com/watch?v=NyHoXqv97gM
      Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz Soundtrack © 2017 Kalan Müzik
      Söz: Sabahattin Ali / Onk Ajans
      Müzik: Yavuz Örten (Kerem Güney)
      Düzenleme: Engin Arslan

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön
%d blogcu bunu beğendi: