Mekanlar da kucaklayıcı ya da dışlayıcı olabiliyor, aynı toplumlar gibi… İnsan bazı yerde kendini ilk kez gitse bile evinde gibi hissediyor, bazı yerdeyse en sıcak günde bile belkemiği tekinsiz bir içgüdüyle üşüyüveriyor. Doğru tahmin, bugünlerde ev ve yuva üzerine düşünüyorum. Büyüdüğü göçebe topraklarla nesillere yayılan kişisel göçmenlik öyküsünden ortaya karışık bir çoban salata yapan bana […]
uzun yol seyahati
Uzunca bir zamandır, kıtalararası yolculuk yapan kuşlar misali, durakları hep kısa süreli ve geçici olan bir aile var tanıdığım. Hani olur ya bazen, bir türlü içine sinmez an: Doğru yerde olduğunu hissedemezsin. Açarsın camı, havayı derin derin içine çekersin, ciğerlerinin temizlendiğini fark edemezsin. Hava sıcak da olsa soğuk da bir türlü uymaz sana, giydiğin hırkaya […]
bir rüya gördüm sanki
Dün gece değişik bir rüya gördüm. Rüya bu ya, meğer bizim dünya dediğimiz yer, içinde milyonlarca salon olan bir sinemaymış. Ve tabii hayat dediğimiz de başka başka senaryoları olan filmler, o filmlerin belkemiği olan senaryolarmış. Merak edip dolaşmaya başladım yavaştan. Salonlar nasıl kalabalık, nasıl. Torun torba bir kakofoni var bazı salonda. Pikniğe gelmişler gibi, bir […]
-mış gibi
İyi olmasını çok ama çok istediğim haberi beklemiyormuşum. Bir aksilik olur da kötü çıkarsa sonu, işte o zaman dünya başıma yıkılır gibi hissetmiyormuşum. İlkbaharmış, hem de halis muhlis, zerre hüzün bulaşmamış. Uzak bir yabani çiçek tarlası varmış. Sırtımı dayamışım toprağın halden anlar göğsüne orada, uzanmışım. Bir arı gelip vızlamış başımda. Meraklı gözlerle onu izlerken dilini […]
yaşama sevinci
İyi çıkan, tatlı kokusu odayı tutan karpuz haberi gibi sıradan sevinçleri özledim. Güneşin altında geçen uzun saatlerin akşamında insanın üstüne çöken kırmızı yanaklı tembellikleri… Gözlerimi kapatınca denizin altında uzaktan geçen patpatların sesiyle kendi zihnimin sessizliğine gülümsemeyi… Kaygısızlığı çocukluğa özgü sananlardan değilim, hem de hiç. Çocuklukla gelen güçsüzlük ve küçük bedenlere işlemiş çaresizlik çekilir şey değil […]
landöşe kokusu
Bugün benim için tarihe geçesi bir gün… Dünyayı küçülten, zamanı sonsuza uzatırken beni kişisel tarihimin sevdiğim anlarına götüren bir kutu var kucağımda. Onu görmem, görsem de gözlerime inanmayı reddetmem… Ben inansam mı diye düşünürken ya başkası gelir alırsa diye hemen sepete atıp kasaya yönelmem, hepsi topu topu saniyeler aldı. Şimdi arabadayım, araba otoparkta, otopark sarı […]
delice: özgür zeytin
OKendiniBilir için… Bu sabah deliceler üzerine sohbet ettim. Konuşma bitse de içimdeki yankıları bitmedi. Onlar apansız çıkan imbatla azıp çoğalarak aklımda dolaştıkça o çağrışımlara direnip zaman kaybetmek yerine hemen kâğıda kaleme teslim olup yazmaya karar verdim. Oysa bugün ne kadar dar zamanım ve ne bol uğraşacak işim… Delice, köylülerin kendiliğinden biten yabani zeytin ağaçlarına verdiği […]
dalga dalga
Senin de başına geliyor mu bilmem! Ne zaman bir şey yapmayı ya da bir yere gitmeyi çok ama çok istesem garip bir şey oluyor: Sanki bu düşünce zihnimde belirdiği anda benliğimin bir kısmı önden koşup bir an önce gelmesini istediğim o ana ışınlanıyor ve tüm gücüyle orada ilk gördüğüne tutunuyor. O andan itibaren de ben […]
ağaç kökleri
“Ağaç değilsin ki, kullan ayaklarını!” Bu sözü nerede duydum, bir filmde ya da romanda mı geçiyordu. Kim kime, ne konuda nasihat ediyordu, orasını çıkaramıyorum. Ama biliyorum ki dünyayı anlama ve yolumu bulma çabamda anlamlı bir tavsiye bu! Cesaret verici ama eksik! Ve her genelleme gibi herkese göre değil. Ayaklar ve kökler, seçimler ve sonuçlar arasında […]
sarışın kedim
Benim bir kedim var. Sarışın ve şımarık! Günün 18 saatini uyuyarak geçiren ve geri kalan altı saatte de “çok uykum geldi, zaten günlerdir bir türlü uykumu alamıyorum” dercesine ha bire esneyen bir nevi tüylü insan kendisi! Zaman zaman sinir olmuyor değilim kedi adamın kendine hak gördüklerine: Evin en yumuşak battaniyesini ve en konforlu yastığını kap, […]