saat

değerli saatler

Yine yılbaşı zamanı yaklaşıyor. “Zaman kıymetli.” “Yaşanacak yılbaşlarının sayısı azalıyor.” Bunları aklımdan çıkarmamalıyım diye düşünerek kendime bir hediye aldım. Zamanın ne kadar değerli olduğunu bana hatırlatsın diye yeni bir saat edindim.

Hep yaptığım gibi üç kuruşa almadım bunu, ucuz etin yahnisi modelimden bu seferlik vazgeçtim. Almadan önce sabırla indirime girmesini bekledim. İndirime girince de estetik ama makul fiyatlı bir model seçtim. Hoş hala bile en iyisi bu muydu emin değilim. Şimdi onu takmaya başlamadan evvel yılbaşının gelmesini bekliyorum, kural bu ya. Bir çocuk hevesiyle saatime kavuşacağım zamana doğru geri sayarken, bir yandan da içimde tutumlu ve kuşkulu ileri yaşlı yetişkinin giderek yaklaşan mırıltılarını duyuyorum.

“Madem güzel bir saat, öyle her güne takılmaz!” “Mahalleler arası futbol maçı yaparken bayramlık ayakkabılarımızı mı giyiyoruz?” Bu duyduklarımı fazla umursamayayım diyorum ama elden ne gelir? İçten içe huzursuzlanıyorum. Saatimi koluma takmadan kaybetmek istemesem de bu nemrut sesi duymadan geçemiyorum!

Her baktığımda anın ne kadar değerli olduğunu bana hatırlatsın diye aldığım, değeri azıcık fazla bir saatin her gün takmaya uygun olmadığını söylüyor bana haspam! “Bayramlık ruganlarla mı çıkıyoruz sokak arası maça” diye de örnek veriyor! Nasıl bir alakaysa!

Halbuki hayat tam da bu! Bir tane bedenimiz var, maça da çıksak operaya da gitsek aynı bedenle gidiyoruz. Bebeğin altını değiştirdiğimiz el, iltihap kapan göze pansuman yaptığımız el, tavuğun içini çıkardığımız el, arabaya yağ koyduğumuz el, sevdalının eline uzandığımız el, hepsi aynı el!

Hep aynı elle, aynı bedenle yapıyoruz her yapıp ettiğimizi. “Bugün bayramlık yüzümü giyeyim, misafirliğe gideceğim” diyemiyoruz. “Yarın mezarlık ziyaretim var: Çok ağlarım orada, burnum kızarır, kırışıklarım azar. Hem orası rüzgarlı, bayramlık yüzümü takmayayım, oralarda eskitmeyeyim” diyemiyoruz. Hep aynı yüz bizimle, bir tek yüzümüz var.

Eskiye eskiye hayata tutunuyoruz.

Bunları kendime tekrarlayarak daha koluma takamadığım saatimden olmamaya çalışıyorum. İçimde homurdayan güya alim kişi, nasıl ısrarla yükseltecek itirazlarını, sesinin tonu nasıl yükselecek zamanla eğer lafı dinlenmezse öngörebiliyorum.

Halbuki biliyor: Ucuz saatim kolumu maviye boyuyor terleyince! Bir tane daha vardı, onun da kayışını tutan küçük bant koptu. Arkaya sıkıştırınca da ikide bir dönüp beni sinir ediyor! Halbuki biliyor: Hemen her canlı gibi ne çabuk unutuyorum hayatta olmanın nasıl bir mucize olduğunu. Halbuki biliyor: Ne çok ihtiyacım var ana bir anlık olduğunu hep hatırlayarak sahip çıkmaya! Mesele şu: Umursuyor mu?

Daha da önemlisi ben ne hissediyorum? Ne düşünüyorum? Bu alemden gittiğimde arkamda takılmamış güzel bir saatim, değeri bilinmemiş senelerim mi kalsın istiyorum? Bileğimde mavi mor bir leke mi olsun giderken? Yaşamak için her gün mesainin sonunu, her ay maaş zamanını beklediğim bir hayatım mı olsun geriye yadigar?

Yoksa çok sevdiğim ve her gün taktığım kendimce zarif bir saat ve yaşanmış bir hayat mı bırakayım ardımda? Her dakikamın şahidi bir saat, azıcık yıpranmış, kolumda iz bırakmış, ömrümden geriye, elimin değdiği hatırlanacak bir şeyler kalmış…

 

Nice senelere dostlar! Nice değerli saatlere!

Bir süre önce can dostum, “yazsana” dedi yine; “yine yazsana!” Her şey öyle başladı zaten...
Yazı oluşturuldu 257

değerli saatler” üzerine 4 görüş

  1. Güzel ne varsa hep erteleyerek geçti ömrümüz. Yetiştiğimiz coğrafyanın öğretisi midir nedir, bilmiyorum. Yarım yüzyıldan sonra öğrendim yarının olmadığını, beklediğimiz güzel günlerin hiç gelmeyeceğini… Kıymeti bilinmiş nice yıllarınız olsun. 😊

    1. İçime dokundu tespitiniz, sözleriniz… Hakikaten de bu topraklarda doğanlar olarak huzur bulmaya değil de arayıp arayıp bulamamaya yazgılı gibiyiz! Neden bilmem, bir garip ağu gibi sütten sonraki ilk suya katılmış…

      Beklediğimiz güzel günler gelecek mi bilmiyorum ki her insan evladının güzeli çirkini, kötüsü iyisi başka başka malum. Tek bildiğim güzel günlere dair ümidimizi yitirirsek günlerin güzelleşmemekte inat edeceği gerçeği!

      Kıymetli dileğiniz için teşekkürler. Benden de size senelerin değerini bildiğiniz, değerinizin bilindiği seneler dileğiyle, nicelerine…

  2. Ben bu bloğu çok başarılı buluyorum. İnsanın kendine hediye olarak saat olması çok anlamlı. Önümüzde uzun bir yıl var. Ben yıla benzer biçimde başladım. Bu sene, ilk hafta 4 kitap okuyarak kendimi mutlu ettim. Çünkü, zamana karşı bir yarış verdiğimizin bilincindeyim. Bloğumun yorum bölümünde sizin eski bir mesajınızı görünce sizi merak ettim ve geldim. Yorumların değerini anladım. Hatırlamak güzeldi. Hatırlanmak güzel olmalı. Saatten ziyade, yorumlarınızı beklerim 🙂 Yine hatırlanıyorsunuz. Ben arada bir sizin bloğunuza bakıyorum. Güzel bir yıl olsun. Başarılar diliyorum. Uzun ömürler diliyorum.

    1. Güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim. Hatırlanmak çok iyi geliyor hakikaten insana.

      Cesaret veren yorumlarınızı hep kalbime yakın tutmuşumdur. Sağolun varolun.

      Biraz zorlu zamanlardan geçiyorum ama umuda tutunmaya çalışıyorum. İyi günlere!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön