kuş sesleri

Dışarıda minik bir kuş, hayatı, sesini yüreğime duyurmasına bağlıymışçasına tüm gücüyle cıvıldıyor. İçimse duyuyor duymasına ötüşünü ama zerre kadar olsun umursayamıyor. İnsanın en büyük sınavlarından biri kendi değerini ona değer vermeyenlerin kefesinde tartarak belirlemesi olsa gerek diye düşünüyorum kendi kendime. Düşünmekse malum, ancak bir yere kadar işe yarıyor. İnsanın iki bacağı düşünmek ve hissetmekse, bence […]

aya yolculuk

Katlanan bir merdivenim var, sabahları kimseler görmeden sakladığım. Her gece güneş uyur uyumaz kuytudan çıkarıp aya yolculuğa yeniden başladığım. Biliyorum akıl kârı değil. Biliyorum beni aya çıkaracak merdiveni yapacak ustayı analar daha doğurmadı. Ama olsun, hoşuma gidiyor hayallerime kanat vermek. Üstelik bana yakışan “gökte kanatları kesmek için fırsat kollayanların sesine yer varsa benimkine de var!” […]

cıvıldayan yürek

Azgın bir ırmağın yolu üstünde kalmış bir taş gibi insan. Rahat bırakılmayacak gidişata uyum sağlamadan!   Desen ki “Oysa sadece bir taştım. Yerimde ağırdım. Zararsızdım.” Duymayacaklar. Anlamayacaklar. Umursamayacaklar.   Çünkü şimdi yontanlar da başlangıçta taştılar. Sonra kalplerinden başlayarak yavaşça betonlaştılar.   Ne Yapayım?   Elimde tuttuğum kaymak gibi taşın o hale gelirken çektiklerine mi yanayım? […]

yeni olsun yıl

Azıcık durmuş ama içi az kurumuş bir poğaça gibi bazen hayatım. Mutfakta bir tek o var ve ben açım. Neyse ki bir kuş sütü eksik sofraların bazen ruhu soyan bedelleri olduğunu artık öğrendim. Patlayana kadar yesen de miden boş kalıyor hep, eğer ruhun boşaltılmışsa. Ve sanırım ne oluyorsa, insanların, sistemin, olayların ruhunu azar azar kemirmesinden […]

kayan yıldız

Puslu aynalar geliyor sık sık aklıma bu aralar, Durduk yerde bilinçaltımdan zihnime sıçrıyorlar. Bir tek onlar da değil, zamanın katmanlarını hatırlatan hemen her şey: Kurudukları anda donup kalmış su damlaları Kalabalık taburlar halinde yuvalanmış toz tanecikleri Perdeler çekilince çiğ güneşte serbest uçuşa geçen kardeşleri, Geçen ama geçemeyen günler, Zaman geçerken vazgeçilemeyenler…   Dilekler, Yıldızlar, Ümitler […]

yapraklara özgürlük

Bugünlerde “herkes kendi kapısının önünü süpürse” diye başlayan o malum cümle geliyor aklıma, ara ara! Acaba diyorum, seneler senesi yanlış mı anladım bu ifadenin anlamını ben? Peki ya diğer insanlar nasıl anlıyor onu? Bu konuda nasıl düşünüyor, nasıl davranıyor? Kafamın içinde bu minik soru işaretleri önce emeklemeye, büyüdükçe yalpalayarak yürümeye ve nihayet dans etmeye başladı. […]

tek başına

Günler, tren yolculuğunda camda beliren anlık görüntüler gibi, akıp gidiyor durmadan. Ne çok hızlı, ne çok yavaş, bazen durağan, bazen şaşırtarak. Gözleri yarı kapalı uyku sersemi bir çocuk gibi, ne görüyorum, ne görmüyorum. Ne yaşıyorum, ne yaşamıyorum, öylece duruyorum. Tren uzun mu kısa mı bilinmez bir yolda bıkmadan gidiyor, arada duruyor kalkıyor. Yavaşlıyor sonra birden […]

acıdaş

Sizlerle acıdan tanışıyoruz biz, Hiç görmediğim kardeşlerim. Yaşanmadan eksilen yıllardan, Giyilmeden kirlenen beyazlardan, Sevgiyle okşanmadan aklaşan saçlardan ya da…   Yürekte ukde kalan, Yokluğu acıtan neyse ondan: Sıcak bir çorba, ılık bir kucak, sağlam bir dostluk… İşte o iç cızlamasından tanışıyoruz, insanın ayaklarını zorla yere bastıran.   Boşluğu insanın yaşama uzanan köklerini söken her bir […]

“orospu mantısı”

Bu ifadeyi ilk duyduğumda kıpkırmızı kesildiğimi hatırlıyorum. Küçücük bir kızdım, “orospu”nun çok ayıp ve söylenmemesi gereken bir laf olduğunu duymuştum. Utançtan gözlerimi süslü terlikli komşu teyzelerin tombul ayak bileklerinden yukarıya kaldıramadığımı dün gibi anımsıyorum. Onlar, annem çalıştığından pek şahit olmadığım “gün” denen o nezih ortamda bu lafı tekrarlayıp her tekrarda daha coşkulu kahkahalar attıkça orada […]

tamtamlar

İçimdeki yangın o kadar azgın ve oburdu ki… Ondan kaçmaya çalışırken kendi ürettiğim rüzgârdan bile beslendiğini bilsem de durup oturamadım bir köşeye. Sanki kovanına çomak sokulmuş bir oğul peşimde değil içimdeydi ve yeterince hızlı koşabilirsem koynuna dalabileceğim su, yanan göğsümü serinletecekti. Ardından koştuğum şey çareydi, aksiyse yanan evde saçın alev almışken bacak bacak üstüne oturup […]

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön