Bugün yılın 14 Şubat Sevgililer Günü kutlamalarına denk gelen günü. Bu da demektir ki bir yanda kırmızı güller, çikolata dolu kutular, pembe kırmızı kalpler ve hatta belki pırlantalar…. Bir yanda da geleneksel “Sevgi, aşk senede bir gün mü anımsanır?” “Kapitalizmin bir diğer oyunu mu yoksa bu?” “Sevgilisi olmayanların suçu ne?” tartışmalarıyla sarılacak etrafımız bugün…
Bana soracak olursan, sevgi senede bir gün kutlanmaz şüphesiz. Ama sevgiyi görmezden gelenler için bu patırtılı kutlama yine de iyi bir hatırlatma…
Her konuda olduğu gibi bu konuda da kapitalizm ilgiyi devasa bir kâra dönüştürmeyi becerebilir, sonuçta bu canavarın varlık sebebi de bu! Ama kucak dolusu güle servet dökmektense gül veya kalp resmi yaparak, sevilene özel bir şiir yazarak, el ele bir yürüyüşe zaman ayırarak da harika bir hediye verilebilir… Yeter ki içten gelsin ve kıymet bilen yere gitsin.
Sevgilisi olmayanların en ufacık bir suçu yok. Ve bu sadece sevgililer için olan bir gün değil. Sevginin kutlandığı bir gün! Ve insan her şeyi sevebilir. İnsanı, bebeği, yıldızları, kestane şekerini, anne babayı ve tabii sevgiliyi… Zaten ancak sevdikçe daha insan, daha iyi insan olunabilir.
Eskiden sevgiyi kendiliğinden gelen ve öylece yaşayıp giden bir duygu sanırdım, yolunda akan dere gibi… Adeta kendi başının çaresine bakan, geldi mi hep kalan, kimsenin yardımına ihtiyaç duymayan güçlü ve dayanıklı bir duygu…

Kırılgan Duygular
Oysa sanırım öyle değil. Sanırım sevgi, güven kadar olmasa da kırılgan bir duygu. Zannedildiği kadar dayanıklı değil çoğu zaman. Ve dışarıdan gelen bir destek olmadan tek başına hayatta kalması mümkün değil. Ormanlardaki ulu ulu çınarlar gibi, yaza kışa dayanan, her koşulda yıllar yılı ayakta kalan bir ağaç gibi değil sevgi…
O, evlerdeki nazlı orkideler gibi. Yerini sevecek mi? Isıdan nemden memnun kalacak mı? Suyu az mı gelecek? Çok mu gelecek? Su alttan mı verilecek üstten mi dökülecek? Onunla konuşulacak mı? Yoksa ona müzik mi çalınacak? Müzikse arya mı Tarkan mı?
Çoğu zaman dili olmayanı, sevgiyi sezerek anlamak için birçok şey gerekiyor. Özen istiyor sevgi. Öğrenmek istiyor. Onu canlı tutmak için cesaret, inanç, niyet, güven, inat ve tabii her şeyden çok ve daha da çok emek gerekiyor!
Dileğim o ki bari bugün –senede bir gün– tartışmalar değil de kendimize hak bildiğimiz sevginin en hası etrafımızı tutsun…
Veeee… Bir yedi buçuk yaş şaheseriyle noktalamak gerekirse:
Çiçekler mutlu olsun, kelebekler hep uçsun,
Sevgi Günün kutlu olsun, her anın sevgi dolsun!
Aynı şeyleri düşünüyoruz. 🙂 14 şubatı ticari bir gün olarak nitelendiriyorum. Sevginin günü olmaz. Sırf bu günü unuttu diye ayrılıyorlar, kavgalar ediyorlar. Ne kadar acı değil mi?
Amasız sevgiler gerek hepimize 🙂