Biz samuray kılıçlarını, palaları, kamaları filmlerde görürdük eskiden. Şimdi giderek normalleşip günlük hayatın parçası oluyorlar. Neredeyse çorap ya da ne bileyim tıraş bıçağı, cezve gibi sıradan eşyalar olacaklar bu gidişle… Ne acı ki…
Artık “yolda yürürken arkadan bana da ölene kadar bıçak saplarlar mı?” korkusuyla çıkıyoruz sokağa. “Boğazımı boydan boya keserler mi kamayla aniden yaklaşıp karanlık bir sokak arasında?” “Yaraladıkları yetmezmiş gibi bir de kan kaybından öldüğüme emin olana kadar kimseyi yanıma yaklaştırmadan başımda beklerler mi?”

Onlar kim? Yaptıkları her zaman bir şekilde mazur gösterilebilen erkekler. Ataerkil düzenin kayırılan evlatları. Takım elbise giyince biranda centilmenleşen eli kanlı katiller. Kendilerini zerre kadar düşünmeyen ve ailenin alnı lekelenmesin diye yaşayan fedakâr onur koruyucuları! Çok sevdiği için, çok kıskandığı için, sevdalısı olmadan yaşayamadığı için kara sevdadan, tutkudan ve aşktan kendini kaybeden zavallıcıklar!
Peki biz kimiz? Kadınlar…
Evden çıkarken, toplu taşımada giderken, sokakta yürürken, işteyken, okuldayken… Nerede olursa olsun, ne yapıyorsa yapsın, içinde bir yerde bir kuşku, bir huzursuzluk, bir güvende olmama hissiyle yaşayan, daima tetikte olmadan tek bir nefes almayan kadınlar!
Bir an gardını indirse, bir an dalıp gitse, boş bir anına gelse, öldürülebileceğinden korkan kadınlar değil bunlar. Onlar, bir an gardını indirse, bir an dalıp gitse, boş bir anına gelse öldürüleceğini bilen kadınlar.
Bugün değilse yarın! Sokakta değilse yatakta!
Mesele artık kadınların ne giydiklerinden, nasıl yürüdüklerinden, nasıl güldüklerinden, kime nasıl baktıklarından, nerede, nasıl, ne zaman bulunduklarından ibaret de değil. Var olmaları yeterli bazen, bir erkeğin erişebileceği mesafede olmaları…. Yanlış adama aşık olacak kadar bahtsız olmaları…. Bu hayat benim deyip kendi hayatlarına sahip çıkma kararı almaları…
Tesadüfen yaşıyoruz derler ya, onun gibi! Tesadüfen veya taammüden, sürekli öldürülüyor burada kadınlar. Çünkü “bu ülkede kadın katliamı var!”
Gün geçmiyor ki ülke yeni bir kadın cinayetine uyanmasın!
Nasıl bir ülkeyiz biz böyle? Ben gerçekten utanıyorum artık. Hem insanlığımdan, hem erkek oluşumdan. Bir insanın hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Erkek olarak utanıyorum çünkü cinayet işleyen her erkek beni de zan altında bırakıyor.
Biz ne ara böyle cani bir topluma dönüştük bilmiyorum. Nasıl düzeleceğine dair de en ufak bir öngörüm yok. Eğitimle falan çözülecek bir probleme de benzemiyor bu.
Hani Ortadoğu toplumlarının genleri ile ilgili söylenen olumsuz şeylere inanmaya başladım artık. Toplumun genleri bozuk gerçekten. Hele ki kendini müslüman addeden bir toplumda kötülüğün bu kadar yaygın olması da apayrı bir sorun zaten. Artık şundan yüzde yüz eminim. Bu toplum müslüman falan değil. Olsa olsa bu toplumun kaportası müslümandır. Görüntünün dışında müslüman bir işleyiş yok çünkü ortada. “Doğan görünümlü şahin” gibi müslüman görünümlü caniler var ortalıkta.
Yazılacak daha çok şey var da yazsam ne olacak, sinir katsayımın artmasından başka?
Üzülmemek, öfkelenmemek elde değil maalesef…
İşin dini kısmı hakkında ahkam kesecek donanımda değilim. Ama sadece İslam değil tüm monoteist dinler öldürme diyor diye biliyorum. Yalan söyleme, çalma çırpma, kısaca iyi insan ol diyorlar.
Peki bize ne oldu, bu toplum niye böyle? Belki de en başa dönüp şu anda bu bir toplum mu koca bir topluluk mu diye sormak gerekiyor.
Dr. Agah hocanın sözlerinden ilham alarak yazmıştım bu konuda… Ama tabii ne yazılsa eksik…
“toplumu toplum yapan çektiği ortak yastır”
https://icimdekalacagina.com/toplumu-toplum-yapan-cektigi-ortak-yastir/