bir taneciksin

Bugün doğum günüm. Yeni yaşıma Atlantik’in bu tarafında giriyorum. Öyle alışılageldiği için zorla eğlenilen kutlamalar yerine sakin ve dingin bir gün diliyorum kendime. Mümkünse, o huzurun, kalan zamanım ne kadarsa ona da yayılmasını…

Burada yasal içki içme yaşı 21 olduğundan arkadaşıma “nihayet 21 oldum, kanunlara uygun olarak kafayı çekebileceğim” diye takıldım dün. “21 yaşında olmayı çok isterdin değil mi?” diye şakalaştı o da benimle. Düşündüm de istemezdim, gerçekten de istemezdim!

Çünkü gençken hayat çok kolay görünüyor insanın gözüne. Toz pembe hayaller görüyoruz hepimiz önceleri, nereye bakarsak bakalım. Genç olmayı ölümsüz olmak, cahil cesaretimizi yenilmez olmak sanıyoruz. Sonra sonra, kalpler yerle bir, umutlar tuzla buz oldukça anlaşılıyor meselenin aslı. Anlaşıldıkça, kabul gören ve dikte edilen doğrularla sezgilerin doğruları arasındaki mesafe de açılıyor git gide, ihtimal o ya!

Yaşamın mükemmel olmayı amaçlamak ya da her el değdirdiğini mükemmel yapmak için çalışmaktan daha derin bir anlamı olduğuna ayıyorsun zamanla! Dahası, hiçbir zaman her şeyin mükemmel olamayacağına uyanıyorsun. Yaşamakla ilgili bunları ve kendini zamanın katları arasına saklayan nice başka sırları öğrenirken bence daha da önemlisi, kendine yaklaşıyorsun adım adım. Aslında kim olduğunu keşfediyorsun. Bir yandan kendini her gün yeniden inşa ederken bir yandan da “Ben buyum” diyebilmeye başlıyorsun.

Şanslıysan

Ve şanslıysan eğer, kendine kendin olma iznini veriyorsun! İçinden geldiğini elli kere düşünmeden söylüyorsun misal. Aklının içine sızan “ne derler” casuslarını işten çıkarıyorsun. Gönlüne kara çalan “sana böyle mi gösterdik?” teyzesi iç seslerini “sana yakıştı mı bu şimdi?” amcalarıyla birlikte çay içmeye yolluyorsun.

“Ben onu beceremem” diye diye denemeye bile yeltenmediğin konulara bulaşıyorsun. Bazısını hakikaten beceremiyorsun ama denerken öyle çok eğleniyorsun ki karnına ağrılar girene kadar kahkahalarla gülüyorsun.

Ölümle tanışıyorsun. Ölenle ölünmediğini ama her kayıpla kendi canından da bir şeyler kaybettiğini, ömründen senelerin eksildiğini görüyorsun.

Beyninin iki ayrı yarısına, sağduyuna ve en çılgın yanına, hayata dokunmanı sağlayan tüm duyargalarına, tekmili birden, kulak vermeye başlıyorsun. Bu ömür nasıl bir kerelikse sen de bir taneciksin, onu özümsemeyi deniyorsun.

Bilmenin, bildiğini hazmetmenin yolu uzun… Yol, zaman zaman karanlık ya da dolambaçlı veya soğuk ve fırtınalı. Ama atlattığın tüm buz ve çöl fırtınalarının üstünde yükselebilmenin verdiği güvenle, ızdırabından kuvvet ve ümit kotarmayı beceriyorsun.

Çünkü artık biliyorsun, yetişkin olmak, hata yapmamak değil, o hatadan ders çıkarabilmek demek. Düşmemek değil kalkabilmek! Yenilmemek değil yenilgiyi kabul etmemek demek! Ve hatta bir adım daha ileri gidip “Yenilgi dediğiniz neydi?” “Zafer mi, kime göre, neye göre?” “Bana iyi gelen gerçekten bu mu?” diye sorabilmek ve o sorulara cevaplarını kendi doğrularına sadık kalarak verebilmek demek! Özetle: Sayılı gün bittiğinde “Ben gerçekten yaşadım” diyebilmen için yaşarken kendin olman gerek!

Bir süre önce can dostum, “yazsana” dedi yine; “yine yazsana!” Her şey öyle başladı zaten...
Yazı oluşturuldu 237

bir taneciksin” üzerine 10 görüş

  1. İyi ki doğdunuz. İyi ki paylaştınız yaşam yolculuğunuzu yazılarınızla. Kalbinizi açtınız, düşündürdünüz, güldürdünüz, bizi de yolunuza revan eylediniz. Yolumuz zenginleşti, dünya güzelleşti sözlerinizle. Sağolun, varolun. Nice güzel yıllara, nice güzel yazılara.

  2. Doğum gününüz kutlu olsun, yeni yaşınız size uğur getirsin umarım. Yaş aldıkça zaman daha hızlı akıyor sanki. Gidere pompa basarsın hani, birikmiş su anaforla hızla gidiverir. Aynen öyle gerçekten, belirli bir yaşı geçince hızlanıyor zaman. Kayıp gidiyor.

    Yazmaya devam saygıdeğer yazar. Sorgulamaya, çözümlemeye devam. Tebrik ederim tekrar. İyi ki doğdunuz.

      1. merhabalar değerli yazar arkadaşım (:
        öncelikle farkında olmadan kaçırdığım doğum gününüzü sevgiyle, saygıyla, neşeyle kutlarım. 🎊🎈🎂🍾🎁 yeni yaşınız sağlıklı biçimde yepyeni güzellikler getirsin size.
        hepimizin biricik ve tek sahip olduğumuz hayatlarımızı ne güzel anlatmışsınız o şahane bakış açınızla, özgün betimlemelerinizle.

        “Yaşamın mükemmel olmayı amaçlamak ya da her el değdirdiğini mükemmel yapmak için çalışmaktan daha derin bir anlamı olduğuna ayıyorsun zamanla! Dahası, hiçbir zaman her şeyin mükemmel olamayacağına uyanıyorsun.”

        yaşam denen olgu ancak bu kadar harikulâde sözlerle, gerçekçilikle anlatılabilirdi. kaleminize, yüreğinize, ruhunuza sağlık

        yeryüzündeki serüvenimizi tamamladığımızda, “Ben gerçekten yaşadım” diyebilmek umuduyla..

        iyi geceler dilerim. çok iyi bakın kendinize. size ve Atlantik’in diğer yakasına sevgiler, selamlar..

        1. Sevgili Ohen,

          sizde nasıl sihirli bir zamanlama var bilemiyorum! Öyle özel bir bağ bu ki bu bloğu yazmaya başladığımdan bu yana, ki 11 gün önce dördüncü yaşa girdik, hep inanılmaz zamanlarda, dost bir sese en çok ihtiyacım olduğuu zamanlarda yazıyorsunuz.

          İyi ki varsınız!

  3. Bu yazıdan iade-i ziyaret bahanesiyle giriş yapayım dedim. Mutlu yıllar tekrar sevgili bir başka yengeçzede. Dün gece öyle yazılara bakarken 2019 yaz’ındaki zamanlarıma gittim yine. Bir Virginia Beach yazı, 21 yaşıma orada girişim, özgüvenimin tavan yaptığı yıl… Şimdi imkansız bile olmayan hayaller. Maşallah diyeyim de benim nazarım değmesin en azından.

    Sevgiler.

    1. Gelmenize çok sevindim sevgili yengeç. Yine bekleyeceğim.

      Yengeçzede demeyelim türümüze, ağlarım yoksa 🙂 Şaka bir yana, sevmediniz mi Virginia Beach taraflarını, biraz kalabalık ama yine de güzel bence. Niye imkansızmış, imkansız hayal olur mu?

      1. Oralar benim için sevmekten de öte…

        Hem hayal kurmayı bıraktım hem de olabilme ihtimali olan şeyleri düşleyebiliyor ruhum diyelim. 🙂

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön
%d blogcu bunu beğendi: