istiyorum

Az önce güneşin ilk ışıklarıyla uyanmış perdeleri kenara çekerek yeni güne başlarken içinden neler geçiyor?

Pencereden bakarken gördüğün, geçmiş savaşçıların hayaletleriyle dolu bir muharebe alanı mı yoksa çiçek dersen çiçek, ağaç dersen ağaç, bostan dersen bostan olabilecek kudrette bir toprak parçası mı?

Eski yeni yenilgiler ve olası zaferler mi esir alacak hayatımızı, onlara izin verirsek? Yoksa asıl işimiz olan, yaşamak mı dolduracak anlarımızı, bunu seçersek?

Ömrü yaşamaya ve hatırlanmaya değer kılan neyse onları erteleyip… Ertelerken hata yaptığımızı içten içe bilerek kendimize içerleyip… Yine de olanın adını olduğu gibi koyamadan, anı doldurup tüketerek geçiriyor olabilir miyiz günlerimizi, hakkıyla yaşayamadan?

An…

Ana, uzaklardan gelen, az önce kavuştuğum dostummuş gibi kocaman sarılmak istiyorum. Sayılı gün geçince yine uzaklara gideceğini bilerek onunla geçen her saniyenin değerini bilerek yaşamak istiyorum. Bunu yapmamı gözlerime tül perdeler çekerek engellemeye niyetlenenlere rağmen… Başımı mağara duvarından çıkışına çevirince, parlaklığıyla gözümü yakan güneşe rağmen… Zihnimde dalı budağı birbirine karışmış kabullere, yanılsamalara, yanılgılara rağmen… Hayatımı, hiç beklenmedik bir zamanda aniden kaybedilebilecek bir armağan olarak yani adıyla sanıyla, tadını doyasıya çıkararak yaşamak istiyorum.

Bir süre önce can dostum, “yazsana” dedi yine; “yine yazsana!” Her şey öyle başladı zaten...
Yazı oluşturuldu 237

istiyorum” üzerine 10 görüş

  1. Bazıları sıcak sever filmini hatırlattı yazınız bana. Muhtemel o ki senaristin an algısı ve tasviri sizinle büyük ölçüde ortusuyordu. Olmadık, beklenmedik koşullardar da dahi romantizmin, yaşama sevincinin, sevginin, mizahın o muhteşem zaferiydi izlediğimiz.Yazınızin kalbimizde bıraktığı görkemli bir sıcaklık gibi. Sevgiler
    Ömer

    1. Sevgili Ömer Can,

      yine müthiş bir çağrışımla zenginleştirdiniz yazıyı. Mutlu ediyor bu beni çünkü düşünüyorum da kelimeler en çok da, anılara ve duygulara dokunmazsa sorarım size ne işe yarar?

    1. “Pencereden bakarken gördüğün, geçmiş savaşçıların hayaletleriyle dolu bir muharebe alanı mı yoksa çiçek dersen çiçek, ağaç dersen ağaç, bostan dersen bostan olabilecek kudrette bir toprak parçası mı? Eski yeni yenilgiler ve olası zaferler mi esir alacak hayatımızı, onlara izin verirsek? Yoksa asıl işimiz olan, yaşamak mı dolduracak anlarımızı, bunu seçersek?”

      Uzun bir alıntı oldu ama hani bazı şeyler insanda aydınlanma yaşatır ya, işte bu cümleler de anahtar söz değerinde olabilecek türden.

      Kaleminize kuvvet…

  2. Kim istemez ki yaşamayı? Müthiş plajlarda güneşlenmeyi veya vapurda etrafına bakarken yanına gelen martıyı sevmeyi… Kim istemez? Ancak hayat inişlere çıkışlara gebe. Her şey her an güzel olmayabiliyor. Buna rağmen, motivasyonu her biçimde korumak gerektiğine inanıyorum. Umarım mükemmel bir hayatınız olur 🙂

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön
%d blogcu bunu beğendi: