günle beraber

Su nasıl birazı yitirilmeden avuçlanıp yudumlanamıyorsa, zaman da durmadan akıyor ama sadece birazı yaşanabiliyor. Üstelik bir saniyesi bile cebe atılıp saklanamıyor.

Ne sağlığın birazını hastalanıncaya kadar, ne de aşkın yarısını keyfin yerinde oluncaya kadar bir köşede depolayabiliyorsun.

Bir gün vakti gelince çıkarıp kullanabilirim diye çekmeceye atıp donduramıyorsun soyut ve kıymetli olan tek bir şeyi…

Affetme yeteneğini, şimdi uzakta olan var ya, onu öpmenin hissettirdiklerini; inatla yaşamaya devam etme becerisini…

Ve o niyetle tıktıysan bir tozlu valize herhangi birini, günün birinde aklına düşünce ne kadar ararsan ara bulamıyorsun.

Tapusu yok zamanın çünkü her an kira.

Söz, bir kuş.

Beden, kılık.

Duygu, mevsim üstüne mevsim!

Ara ki bulasın özetli bir avuç toz, yaşam dediğin!

Giden ufukta toz oldu gitti; kelebeğin ömrü desen, yaşansa da yaşanmasa da çoktan bitti!

Her şey bu an. Bu an varsan varsın.

Bazen soruyorum var mıyım? Aynı sana, ona ve gözleri kapalı yaşayan milyonlara olduğu gibi… Anlarda kaldı parçalarım. Eksildikçe çoğalıp tamlandım.

Üstü değil, kalırsa yazı kalsın!

özgün bir gökkuşağı

günle beraber” üzerine 6 görüş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön
%d blogcu bunu beğendi: