Havalar soğuyunca bitkileri, çiçekleri içeri aldım. Hoş hava da bir soğuyor, bir ısınıyor. Gün içinde ve günden güne, atletle gocuk arası ileri geri gidip gelen bir çizgide yalpalıyoruz. Artık nasıl bir mevsim dengesiyse? Neyse ki iklim değişikliği sadece bir kötü bir kandırmacadan ibaret de insanın aklına kötü kötü şeyler gelmiyor!
Ne diyordum: “Hadi bakalım, salonda kış uykusuna” diyerek tek tek saksıları kaptım, eve taşıdım. Bakla salonda, bir mucize eseri onlara da yer açarak hepsine seveceklerini umduğum birer yuva yaptım. Sonra tabii bu şartlar altında, olmazsa olmaz: Ev sahibi kediyle oturdum konuştum, sonunda ıslak mama eşliğinde bir anlaşma imzaladım ki geçici konuklarımıza dokunmasın.
Yalnız lavanta biraz dertli, yerini mi sevmedi ergenlik dönemi mi bilemiyorum. Belki de metabolizması gereği çok su tüketiyor. Hani olur ya çok tuzlu bir şey yer insan da ne kadar su içerse içsin suya doyamaz. Bu da öyle, ha bire lıkır lıkır döküyorum suyu ama bana mısın demiyor. Ne diyelim, kana kana su vermeye devam, elbet vardır bir nedeni.

Susuz lavanta dışında ve birkaç küçük sitem, itiraz ve naz sonrası yapılan güneşe yakın durma ya da gölgede saklanma meselesi de çözüldükten sonra nihayet herkes yerleşti. Keyifler tıkırında. Arada camdan gelen geçeni izlediklerini ve hatta benimle birlikte çaktırmadan televizyon seyrettiklerini bile görüyorum.
SORUN BÜYÜK
Bir tek sümbül sardunya komşuluğunda, sınır boyunda bazı sorunlardan dem vuruyor uluslararası gözlemciler. Orada da aslında asıl sorumlu benim: Sonuçta türlerin kardeşliği idealiyle zarif sümbülle erkek fatma sardunyayı aynı ufak saksıya dip dibe ben yerleştirdim.
Başlangıçta her şey yolunda gibiydi. Hatta sümbül narin narin başını kaldırmaya ve o büyüleyici kokusunu mutlulukla etrafa saçmaya başlamıştı ki… Aniden ne olduysa oldu, büyüme durdu, sonra da o pembe taç yaprakları sararıp soldu. Kısacası sorun acil ve büyük!
Aslında konuyu getirmek istediğim yer biraz da burası. Sordum soruşturdum ama ben bulamadım: Senin bildiğin güvenilir bir bitkilere fısıldayan adam/kadın/ne o ne öteki var mıydı? Varsa bir zahmet, haber et de sayende salon cumhuriyetinde barışı nihayet tesis edelim. Ne de olsa çoktan geldi salonda barış zamanı!
“ev sahibi kedi bey” üzerine 0 görüş