Bugünü çalışma değil, yaşama günü ilan ettim. Bence her insan gibi ben de bunu hak ettim. Mevcut dünya düzeninde iş yaşam dengesinin adil olduğuna inananlardan değilim. Hemen herkesin insanca yaşamak için çalışmak zorunda olduğundan hareketle, düşünmeden edemiyorum, iş, hayatın içine ne kadar sızıyor? Kaç kişinin mesaisi, gerçekten de mesai saatleriyle sınırlı kalıyor? Kaç kişinin bilgisayarına, […]
güneşli pencere
“Güneş girmeyen eve doktor girer.” Çocukluğumdan kalan, zihnime kazınmış, sevimsiz, hatta tehditkar bir cümle. Aklımdan “ee o zaman güneş girmeyen ev olmaz, olmamalı bu durumda” gibi saf çıkarımlar geçtiğini hatırlıyorum. Nedense bayağı takılmıştı kafama zamanında. Hala sormak geliyor içimden bazen “acaba müteahhitler, mimarlar, inşaat mühendisleri vb bilmiyor mu bu kuralı?” Doğru ya? Bilseler bodrum 1, […]
buralar hep dutluk kalsın
“Sosyal medya çıkalı eşekler çoğaldı” diyeceğim ama ne günahı var ki o tatlı hayvancıkların? Hem maalesef sapık da bol memlekette, maazallah! “Çeşitlerimiz içeride” diyeceğim, o da değil; sapığın sapı boş durur mu, hepsi sokakta, evde, okulda, her yerde! Ayrıca bunlar öyle kendi halinde eşek falan da değil, düpedüz “cavanar!” Haklısınız, doğrusu öyle değil! Ama birçok […]
sabah nöbeti
İnsanın her sabah kalkınca sulayacağı birkaç çiçeği olmalı. Ya da cümleyi şöyle kuralım: İnsan, her sabah en azından çiçeğini sulamak için kalkmalı! Bazı sabahlar, sabah oluyor ama olmuyor ya, hani! Uyku bitiyor ama beden dinlenmiş olarak uyanamıyor, ya! O zaman, insan dediğin, en azından, çiçeklerine yazık etmemek adına uyanmalı. Olmazsa, uyur insan yine bir yudum […]