Dışarıda minik bir kuş, hayatı, sesini yüreğime duyurmasına bağlıymışçasına tüm gücüyle cıvıldıyor. İçimse duyuyor duymasına ötüşünü ama zerre kadar olsun umursayamıyor. İnsanın en büyük sınavlarından biri kendi değerini ona değer vermeyenlerin kefesinde tartarak belirlemesi olsa gerek diye düşünüyorum kendi kendime. Düşünmekse malum, ancak bir yere kadar işe yarıyor. İnsanın iki bacağı düşünmek ve hissetmekse, bence […]
bugün bir fotoğraf gördüm
Bugün bir fotoğraf gördüm. Biraz araştırınca İtalya’nın “Napoli’yi görmeden ölme” sözüne ilham veren şehrinde çekildiğini öğrendim. Hikâyenin peşine düşünce iyiliğe dair ihtimallerin yakınlığına ve çokluğuna dair ılık bir ümit kapladı içimi. Gözlerimi kapadım ve bu ümidin sıcak hava balonuna binerek yarı hayal yarı gerçek bir başka öykü yazdım. Bir de görmeden bakmak isteyenler için buraya […]
hayaller hayaller
Bu dünyaya bir şifacı lazım. Otlar mı toplayıp karar, buğular mı tüttürür dağların boyu kadar… Önce yüzünü mü boyar, rüyaya mı yatar… Yoksa diğer şifacı kız ve erkek kardeşlerine ortak eylem mesajı mı atar, artık orasını bilemiyorum… Ama bize bir şifacı lazım. Hem de acil tarafından! Bize bir bahçıvan lazım bir de. Yaktığımız, üstüne olur […]