balık

cıvıldayan yürek

Azgın bir ırmağın yolu üstünde kalmış bir taş gibi insan. Rahat bırakılmayacak gidişata uyum sağlamadan!

 

Desen ki “Oysa sadece bir taştım. Yerimde ağırdım. Zararsızdım.” Duymayacaklar. Anlamayacaklar. Umursamayacaklar.

 

Çünkü şimdi yontanlar da başlangıçta taştılar. Sonra kalplerinden başlayarak yavaşça betonlaştılar.

gülen kuşlar

 

Ne Yapayım?

 

Elimde tuttuğum kaymak gibi taşın o hale gelirken çektiklerine mi yanayım?

Pırıl pırıl gözlerine, pürüzsüz tenine, azalarak kazandıklarına hayranlık mı duyayım?

 

Kurallar, önyargılar, standartlar yüzünden aslı gün yüzü görmeyen insana mı yanayım?

Onlara rağmen hayatta kalıp geç de olsa kendi olabilmesini mi kutlayayım?

 

“Hem o hem de bu” ya da “Biraz o ama biraz da bu” olmayan ne var şu hayatta?

Alabildiğine basit olan?

“Yaşamak güzel şey be kardeşim!” diye huzurla iç çektiren?

İç çektiğinde ciğerine sevinçle dolan nefesin,

Soluğunu kesen sevinçlerin,

Varlığı ödülün olan sevdiklerin.

En çok da

Köşen kalmayana kadar inatla törpülensen de

Bir kuş gibi cıvıldamayı unutmayan yüreğin!

Bir süre önce can dostum, “yazsana” dedi yine; “yine yazsana!” Her şey öyle başladı zaten...
Yazı oluşturuldu 240

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön
%d