her tohum bir sır küpü!

Bir kuru fasulye taneciğinin bile iki parmak pamuk ve birkaç damla suyla canlanabildiğini gözlemlediğim çocukluk yıllarından beri tohumlar beni büyüler. En çok da onların temsil ettiklerine bayılırım. Her biri içinde kendi sırrını ve bir gün var edeceği saklı dünyasını taşır. Sabırla bekler, direnir, dayanır ve günü gelince var eder. 

Ne dişi, ne kudretli bir sihir ama!

Gölcük depreminden sonra orada varını yoğunu yitirenlere yardım etmek için çabalayan bir arkadaşıma çekinerek “Nasıl?” diye sormuştum. Cevap olarak elime bir avuç tohum bıraktığı günü unutamıyorum. Depremden canından başka hiçbir şeylerini kurtaramayanlara bir avuç tohumla hayata yeni bir başlangıç yapma ihtimalini hatırlatıyordu.

Tohum umuttu. Vaatti ve dahasıydı! Taze bir başlangıçtı. Temiz bir nefesti. Tohumlar, bitkilerin Simurg’uydu adeta. Yeniden doğuşun bir başka türlüsü…

Aynı zamanda, dede yadigârı tohumlar örneğinde olduğu gibi, tohumlar dünün bugünde yeşermesiydi. Dedelerin ve ninelerin tohumları, aslında onların tattıklarının, kokladıklarının, gözleriyle ve elleriyle dokunduklarının bugüne yetişmiş torunlarıydı. 

Baştan aşağıya sihirdi, şiirdi yani!

Bu nedenle, sevgili Lalehan Uysal’ın 2018 senesinde Oxford Üniversitesi’nde açılan sergi serisinin bugünkü devamı ‘Kurda, Kuşa, Aşa… Ve GÖZE’yi duyduğumdan beri çok merak ediyordum. Bu son çevrimiçi sergiyi keşfettiğimden beri onu ara ara ziyaret etmekten, her ziyaretimde döne döne tüm fotoğrafları seyretmekten kendimi alamıyorum.

Nasıl bir perspektif, nasıl bir derinlik, açı, renk, kompozisyon! Nasıl bir özgünlük, nasıl bir özen, bildiğin sevgi bu! Adeta Lalehan haber salmış toprak soylulara, “hadi, aile fotoğrafına” diye. Onlar da ikiletmeden, koşa koşa gelmiş. Tohumlar poz vermiş sanki Lalehan’a. Sanırım bu tohumun objektifte ve kağıt üzerinde yeniden var edilmesi! 

Her biri, tek kelimeyle enfes!

Hiçbirine tekrar bakmadan edemediğim yakın çekimlerin içinde benim de birkaç favorim var tabii. Bıttım Pistacia Tereithus en sevdiklerimden biri. Sarımsak Allium Sativum, bildiğin sarımsak adeta bir demet kır çiçeği gibi! Karpuz çekirdekleri Citrullus Lanatusbana göz alıcı primitif sanat örneklerini hatırlattı. Ve bana yazlık elbiseler giymiş, dertsiz bir mutlulukla salınan alımlı kızları düşündüren Adana biberleri!

Dedim ya tohumları oldum olası sevdim. Ama hiç aslında ne kadar da güzel olduklarını görmemiştim. Herhalde Lalehan gibi bir tohum gözlemcisi olmadığım için. Ve Lalehan gibi onlara nefeslerini yüzümde hissedecek kadar yakından bakmadığım için.

Sergi bitmek üzere, gözleriniz şenlensin isterseniz, acele edin!

Seed Exhibition | Exhibbit

Bir süre önce can dostum, “yazsana” dedi yine; “yine yazsana!” Her şey öyle başladı zaten...
Yazı oluşturuldu 257

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön