“Seni uzaktan sevmek, aşkların en güzeli” şarkısı mazide yarım kalmış bir sevgiliyi değil, vatan bildiğim şehri hatırlatıyor bana. Gün be gün tanınmayacak hale geldiğini görmektense zihnimdeki sevgili resimleriyle hatırlamak için terk ettiğim yeri…
Orada doğdum büyüdüm, en çok onu sevdim ama birlikte yapamadık. Gün be gün birbirimizi yıprattığımızı görünce de çıkıp gittim, ilişkimizin kısa özeti bu!
Ama uzakta da olsam uzakta kalınamıyor. Bir zamanlar haftada en az beş gün gittiğim, eskiden ofisimin, favori sinemamın ve kitapçımın bulunduğu caddede yaşanan son trajedi, eskimeyen acıları hatırlatarak geçmiş denen yaraları yeniden kanatıyor.
Eski Kaldırım Taşları
Eski kaldırım taşlarına sorsan, bari onlar kalsaydı yerinde, ne çok acı sızdı havaya, yüreğin iyileşemeden yeniden kırılan yerlerini nasıl derinden sızlattı, anlatırlardı.
“Geride kalan”larla dolu bir şehir bu şimdi.
Hazin bir olayda sevdiklerini kaybetmese bile güvende olduğu hissini kaybedenlerin şehri belki de. Tanıklık ettikleri ve maruz kaldıkları nedeniyle yaralanan ama dursa öleceğine inandığı için “yara bere aldım mı” diye yavaşlayıp bakamadan, yüzünü önüne dönüp yoluna giden milyonların şehri. Yalnız. Kaygılı. Kaygan.
Bana öyle geliyor ki bu aralar, İstanbul göklerinden bulutlar, onlara bakan tek bir çift göz olmadan akıp geçiyor. Yaprak yığınlarını, içinde oynamak isteyen küçük çocuklardan başka gören olmuyor. Toprak, betonla kaplanmış çoktan, topraklanmak için elini daldırmak istesen bir karışı bulunamıyor.
“Geride kalan”ların şehri bu şimdi.
Hayata tutunmak için acıya rağmen umut devşirmeyi iş edinmesi gerekenlerin şehri. Her sabah, güneşe gülümseyerek uyanmazsa, grinin ne çabuk canavarlaşabileceğini yaşayarak öğrenenlerin şehri. Kalabalıklar içinde ıssızlıkların, sonsuz olasılıklarla katı imkansızlıklar arasındaki savaşın şehri.
Benim şehrim.
“Gel desen” gelemesem bile ıslak gözlerinden şefkatle öperim.
Sen o ‘gözlerinden öperim ‘ı dedin ya yine de umut vadediyor bence duygular. İnsan üzülüyor, kırılıyor, içinde duygular fırtınalar koparıyor belki ama bir ümit kalıyor bence.Yani koparıp atamıyor. Ben onu hissettim.Sevgiyle kalın
Haklısınız, insan bir sevdiğini bir daha kolay kolay unutamıyor. Ve ümit hep var! İnadına var! Sevgiyle, hasretle…