Daha bugün arkadaşıma “zihnim New York Halk Kütüphanesi ile Halkalı çöplüğü arasında gidip geliyor” dedim. Aklım çok dolu ve onun içine tıkıştıramadıklarım iki kulağımdan sızıp yere damlıyor. Gerçekten de böyle hissediyorum. Ama gerçek olabilir mi böylesi bir curcuna? Öte yandan düşündüm de mesela pek anım yok benim galiba. Hani insanlar havalı hatıralarını başarıyla canlandırarak anlatır […]
su gibi
Saçların tel tel dağılır ya suya, bir yelpaze gibi başının etrafında, sen tuzlu deniz suyuna sırtüstü uzanıp kendini onun kollarına usulca bıraktığında… Acaba diye merak etmeden geçemiyor insan… Acaba toprağa karışmak da buna benzer bir duygu mu? Her bir hücrenin geldiğine geri dönmesi ve sonunda tamamen bütünle yeniden birleşmesi gibi? An sana “Yetişir savaştığın” deyip […]
“sen de benim kadar gerçekleri…”
“Sen de benim kadar gerçekleri görüyorsun. Beraber olamayız, benim gibi biliyorsun.” Tıpır tıpır zihnin çatısına yağmaya başladı değil mi anılar yağmuru bazılarımız için! Nostaljinin en dokunaklı ezgilerinden biri! Bu sabah, çok eski ve çok sevgili bir dostla, gerçek bir Sezen Aksu tutkunuyla haberleştikten sonra nereden nasıl bilmem, aniden aklıma düşen sözler bunlar. Sözler aklıma, melodi […]