(eskiden kağıtlara yazardık biz bunları)

taş bebek
Müze gibi evler, uçak gibi arabalar… Ve hatta biblo gibi bebekler, taş bebek gibi insanlar… Örnekler neredeyse sonsuz ve çoğu ulaşılması hedeflenenleri simgeliyor. Dahası “ideal”i betimliyor. Yani sadece “zenginliğin” ve “başarının” değil aynı zamanda arzulanması şart olan “kusursuz güzelliğin” tanımı bunlar. “Yolun bu” diyor adeta, “işte bu istikamette uzun adım git şimdi” diyor! Oysa düşünüyorum…
yazının tamamını oku
bir lokma bir hırka
Malum, zihin dolu, vücut yorgun olunca en ufacık karar ya da plan değişikliği bile hak ettiğinden çok enerji gerektirebiliyor bazen. Duygusal yükler birer elektrik kaçağı gibi ruhun yaşam enerjisini emebiliyor…
yazının tamamını oku
canavar
Can dostumun filizi, manevi yeğenim, bidicikken canavara “cavanar” derdi: Yatağın altına saklanan, perdenin arkasından gözetleyen, gardırobun içinde pusulanan, özellikle de gecenin karanlık sessizliğinde sinsice bekleyen cavanar! Düşündüm de canavar, çocukluğumuzun kabusuydu. Sonra büyüdük hepimiz. “Hakikatle” yüzleştik. Birer yetişkin olduk. Ve tam da bu nedenle, çoğumuz mutsuz olduk! Çünkü zaman, içimizdeki saf masumiyeti ve korkmadan hayal…
yazının tamamını oku
özgürlük kokusu
Meselenin daha da derinine inince zihnimin içinde, her ne kadar kokuların hiyerarşisine inanmasam da sevdiğim her yerin kokusunda ortak bir yan olduğunu seziyorum. Adını koymak zor ama sanırım bu özgürlük, özgürlüğün kokusu… Var mı o koku yok mu? Bence en önemlisi bu!
yazının tamamını oku
haksızlık bu
Deney sosyolojik olarak sosyal düzenin ve psikoloji açısından da süper egonun bulunmadığı bir ortamda, eşit işe eşit maaş verilmediğinde neler olabileceğini gösteriyor biraz da. Görüyoruz ki şempanzeler haksızlıktan hiç hazzetmiyor!
yazının tamamını oku
içimdeki iz
İyi ki varmış… Dahası belli ki hala aramızdaymış. Çünkü bizi hatırlayan son insan yok olana kadar bu dünyada kalırız derler. Ve hatta belki anılarımızda kalan artık ne zamandır olmadığımız yerde, ihtimal artık kendi bile olmayan bir yerde, misal caddedeki halinde İnci’nin, Emek’in eski halinde, hala varız.
yazının tamamını oku
deli gömleği
“Sanat aslında bir başkaldırı… İçine doğduğunuz şartlara, koşullara karşı bir direniş… İçsel bir direniş… İçten gelen bir direniş…” Balkan Naci İslimyeli
yazının tamamını oku
büyük konuşmak
Belki de bir gün kendiliğinden temiz yağmurlar yağar… Yanan denizin yerini kirlenmemişi alır, küller uçar yeri göğü mavi ışıltı kaplar. Belki gemimin yelkenleri kendiliğinden dolar. “Belki de dönerim!” Evet, unutmamam lazım! Dünya döndükçe, anda her zaman birçok ihtimal var!
yazının tamamını okuYükleniyor…
Bir yanlışlık oldu. Lütfen sayfayı yenileyin ve/veya tekrar deneyin.
e-postacı gelir mi, belki?